Dağ gibi toprak yığınlarının yanında yükselen ve bazılarının boyu 70 m. yi bulan payanda takımları, maden ocaklarının belli başlı görünümünü meydana getirirler. Maden kuyusuna, herşey, payanda takımı vasıtasıyla indirilir ve yine herşey, aynı düzen sayesinde, kuyudan yeryüzüne çıkarılır. Genellikle madenî bir çatıdan kurulu olan payanda takımları, hava kompresörlerinin ve çekme makinelerinin bulunduğu binalarla çevrilmiştir. Hava kompresörleri, kuyunun içinde temiz hava dolaşımını; çekim makineleri ise, kuyuya inen asansörün çalışmasını sağlarlar. Yer altı şantiyelerine sızan suları boşaltmak için de büyük pompalardan yararlanılır. Payanda takımının üst kısmında, asansörü taşıyan çekme kablolarının sarıldığı dişli tekerlekler bulunur. Payanda takımının başlıca kısımları, çekme gücüne karşı koyması için eğik olarak yerleştirilmiş payanda çatalı ile asansörlerin yöneltildiği ön kumanda bölümüdür. Sondaj yapılacaksa, petrol kuyularında olduğu gibi, manevra çarklarını taşıyan bir sondaj kulesi kurulur. Madencilerle birlikte maden kuyusuna inebilmek için, tepeden tırnağa onlar gibi giyinmek gerekir. Başlıca madenci giyeceklerini şöyle sıralayabiliriz: Başlık ve miğfer, mavi tulum, boyun atkısı, lâstik çizme... Bunlara ek olarak, miğferin üstüne bir madenci lâmbası, bele de bir akü takılır.
Maden kuyusuna iniş hazırlıkları bitince, kuyunun ağzındaki düzlükte, kömür yüklü sekiz arabasıyla asansörün kafesi belirir. Kömür yüklü arabalar bırakılır ve yerlerine derhal yenileri alınır. Yüklü arabalar, kömürlerini yıkama yerine götürecek olan bir otomatik taşıyıcıya boşaltırlar; sonra da, tekrar maden kuyusuna inmek üzere, sıraya girerler. Hayatında ilk defa, kendisini gün ışığından ayırıp yer altının derinliklerine götürecek olan bu kafesli asansöre binen kimsenin, heyecan duymaması elinde değildir. Personeli taşıyan asansör, saniyede 12 m. (saatte 45 km.) hızla iner, çıkar. Kömür arabalarında ise bu hız, saniyede 15 - 20 km. ye yükselebilir. Bunun ne demek olduğunu her halde tahmin edersiniz: 50 saniyelik bir süre içinde 600 m. (Eyfel Kulesi'nin boyunun iki katı) derinliğinde bir kuyuya inmek, hiç şüphesiz insanın içini ürpertir. Böylesine hızlı bir iniş - çıkışın tam bir güvenlik içinde gerçekleşmesi, çekme makinesinin son derece hassas ve ayarlı çalışmasıyla mümkün olmaktadır. Bu düzen, sinyal verildikten sonra, işin içine hiçbir insanın eli karışmaksı-zın, otomatik bir şekilde harekete geçer, hızlanır, yavaşlar ve durur. Makine, 10 tonluk bir kitleyi, saatte 70 km. hızla taşıyacak güçtedir, ilk defa maden kuyusuna inen kimse, bir başka sürprizle karşılaşır: Kendisini, birden, kireçle badanalanmış, bembeyaz, ışıl ışıl bir salonda bulur. Burada, garlara has bir gürültü vardır: Pırıl pırıl raylar üzerinde, lokomotifler, vagonlarım çeker ve kömür yüklü katarlar birbirini izler..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder