Çeliği dünyada doğal olarak bulmak mümkün değildir. Demir ve karbon karışımından ve diğer metallerle karıştırıldığında farklı kalitede çelikler üretilebilir. Çok şükür ki, demir (şu anda sanayinin büyük kesimi çeliğe dayandığı için) dünyada çok bulunan ikinci metaldir. Tüm metallerin % 6'sını oluştururken, alüminyumdan sadece % 2 azdır. Fakat o da doğal halinde bulunmaz ve limonit, pirit, hematit ve magnetitlerden, demir, oksit ve sülfürlerinden ayrılarak elde edilebilir. Özel bir işlemle ayrılan demir (ki külçe demiri adını alır) ona serttik verici özelliği olan karbonu % 4 oranında içerir. Eğer karbon oranı % 1.7'den aşağıya düşürülürse çelik adını alır.
Yukarıdaki şema demir ve çelik üretim endüstrisini göstermektedir.
1 .Demir ve kireçtaşı (Kireçtaşı demirdeki pislikleri arıtmak içindir) kutlanılmak üzere birleştirilir.
2. % 80 karbon içeren kok, kömürden elde edilir.
3. Hammadde özel fırına gönderilir. Şurada üzerinde cüruf bulunanergimiş demir haline gelir. Cürufküçük parçalar halinde arıtılır, yol,inşaat yapımında ve çimento üretiminde kullanılır. Yalıtım maddeleri için de yararlanılır. Demir ya ergimiş ya da külçe halinde kullanılır. Bir kısmı da fabrikalara, eşyayapımında kullanılmak üzere.yollanır.
4. Külçe demirin büyük bir kısmıçelik işleri için, oksidasyon yoluyla karbon oranının % 1.7'nin altına düşürüldüğü işletmelere gönderilir. Çeliği istenilen kıvama getirmek için baksa metallerle karıştırmak da mümkündür.
5. Çelik daha sonra işlenerek, istenilen şekJe getirilir ve birçokalanda kullanılır.
Üretilen çelik parlak ve esnektir. Bunun yanısıra demirden daha sert ve kolay işlenir haldedir. Pek-çok tipte cenk üretilebilir. Örneğin, mühendislik için yumuşak cinsi, malzeme ve alet için karbon çelikleri, alaşım halindekiler, nikel ve çeliğin alaşımından ekte editen türü pasa ve aşınmaya çok dayanıklıdır ve krom ile tungstenden oluşan yüksek hız çeliği. Tüm bünJar makine endüstrisinde çok önemli rol oynar.
Sağda: Demir-çelik İşşfl Hammaddenin uygun şekilde taşınabilmesi için geneilikk limanlara yakın kurulur.
Bu işte kullanılan özel fırınlar çelik kaplı olup tepedeki çift kapak sayesinde gazın kaçmasına engel olurlar.
Fırın tepedeki kilitten demir ve kokla yüklenir. Basınca tabi tufulan hava 500-900°C'ye kadar ısıtılır ve bu hava "tüyer" adlı on-oniki ufak tıpadan pompalanır. Bu sırada alttaki kokun yanıp karbonmonoksi-te dönüşmesi sağlanır. Fırının hemen üstünde sıcaklık 1600°C (2.90°F)a kadar yükselir. Yükselen gaz demir alaşımla reaksiyon vererek onu saf demire indirger.Saf demir kokta batmaya başlarken aynı zamanda gitgide ısınır ve er-gıyerek karbonmonoksitteki karbonu da emer. Artık gazlar toplanır, temizlenir ve fırını tekrar ısıtmak için kullanılır. 1.450°C (2,647°F)'a kadar ulaşmış olan ergimiş halde-
I ki demir külçeleri altta toplanarak her 3-6 saatte boşaltılır. Cüruf da süzülerek ergimiş haldeki metalin üzerinde yüzer. Bu da sürekli bir biçimde boşaltılır. Temel oksijen çelik üretimi Günümüzde demir külçelerin çoğu temel oksijen işlemleri çeliğe dönüştürülüyor. 350 tona kadar, ergimiş haldeki demir külçeleri çelik parçalan ile birlikte fırına koyulur. Su soğutmalı tüp fırına indirilerek metal yüzeyine saf oksijen püskürtülür. Bu arada cüruf oluşturmak için kireç de eklenir. Oksijen fazla karbonla birleşip yanmasını sağlarken, diğer artık maddeleri de okside ederek cürufla birlikte boşaltılmalarını sağlar. Yaklaşık 40 dakika içinde çelik hazır hale gelir, önce cüruf dökülür ve kalan çelik gerekli bölümlere yollanır.
ÇELİĞİN İŞLENİŞİ
Çelik fırından çıktığında genellikledepolara soğumak üzere boşaltılır. Depolanmış haldeki ergimişmetal bir delikten düşey su soğutmalı depolara boşaltılır. Çelik budelikten yarı katı halde geçer. Kor-laşma soğuk su şokları ile durdurulur. 'Sıcak metalle çalışma yöntemleriyukarıda sağda gösterilmiştir.Bun-lar baskı, yuvarlama ve kesitselyuvarlamadır. Baskı sıcak metaliüst üste çekiç darbeleri ve sıkıştırma ile şekle sokmadır. (1a, 1b, 1c)yuvarlamada (2) sıcak metal büyüksilindirler arasına sıkıştırılarak düzgün tabakalar oluşturulur. Kesitselyuvarlamada (3) çelik aynı zamanda, kare yuvarlak veya oval kesitlere dönüştürülür. Basınç aletlerigerekli boyutları sağlamak içinayarlanabilir. Aynı zamanda metalin sertliğini ve gücünü artıran soğutucu işlemler vardır.
Erimiş çelik, bir kanaldan akarak soğutulaeağı yere gelir. Bu tür sahne/eri, İngiltere'de, eskiden olduğu kadar şık göremiyoruz. Çelik için talep azaldığından birçok çelik işletmesi kapanmıştır.
Eski bir kurgu-bilim
başlarındaki demir yazarının hayalindekine endüstrisi kadar önemli.
benzeyen, kilometrelerce Araştırmalar sonucu elde
uzun borular, arıtma edilen ürün ve yankuleleri, depolar. Gerçekte
ürünlerin hayata ne denli modern bir kimyasal
girdiği düşüncesi bu önemi
endüstri merkezi. Gününartırıyor. Kimyasal endüstri
kimyasal endüstrisi, artık böyle büyük bir öneme 19. yüzyılın son dönemi ileoldukça kısa bir sürede
ETRAFIMIZI
Modern kimyı da ortaya ç* yüzyıl boyune ve gelişmetoı melini atmışt Kendilerini b adamları, un ve bunlann bİ killeri üzerine leşiklerin kul tırrnışlardır. I tüm çalışmal bölümlerde y dir.
Zamanla bu I şip, günün en ya başladı. & den, milyonu oldu.
Endüstrinin t rın nereden* nı ve ne üzbıi ğını belirieyel Eğer ürün ek meye değeri melini teşkil ( Endüstrinin ö İngiltere'nin ' nun, ki bu M birtakım uta* ne eş değe( Chemical Kimya Er mamak
ETRAFIMIZDA
Modem kimyasal endüstri bir anda ortaya çıkmış değildir. Son iki yüzyıl boyunca süren araştırmalar ve gelişmeler, bu endüstrinin temelini atmıştır.
Kendilerini bu işe adayan bilim-adamları, uzun zaman elementler ve bunların birbirleriyle birleşim şekilleri üzerinde çalışmışlar, bu bileşiklerin kullanım alanlarını araştırmışlardır. P'ekçok bilim adamı, tüm çalışmalarını genellikle belli bölümlerde yoğunlaştırabilmişler-dir.
Zamanla bu küçük parçalar birleşip, günün endüstrisini oluşturmaya başladı. Büyüyerek birkaç kişiden, milyonlarca kişinin ilgi alanı oldu.
Endüstrinin temelini, araştırmaların nereden ye nasıl başlatılacağını ve ne üzerinde yoğunlaştırılacağını belirleyen kimyager oluşturur. Eğer ürün ekonomik olarak üretilmeye değerse, ticari girişimin temelini teşkil eder. Endüstrinin önemi kavrandığında, İngiltere'nin en büyük kuruluşunun, ki bu kuruluşun sermayesi birtakım ufak devletlerin gelirlerine eş değerdedir, ICI -Imperial Chemical Industries (Emperyal Kimya Endüstrisi) olmasına şaşmamak gerek.
ENDÜSTRİNİN BABASI
1775'te Paris Bitim Akademisi, sabunun yüksek fiyatından dolayı yaygın kullanıma geçemediğini ve bu nedenle dolaylı da olsa, bazı belirli hastalıkların yayılmasından sorumlu olduğunu ileri sürdü. Ucuz yoldan sodyum karbonat üretecek kimseye de günün değeriyle £5000 para ödülü belirledi. Tebeşir, tuz, sülfrik asit kullanarak çalışan Fransız doktor Nicholas Lebtanv, 14 yılda bir yöntem geliştirdi. Ne var ki, Fransız A kademisi yöntemi ekonomik bulmadığından, ödül vermeyi reddetti. Leblanc çalışmalarım sürdürdü. Yeni yöntemde tuz sülfrik asitte ısıtılıyor ve sodyum sülfat üretiliyordu. Bu karbon ve teşebirle ısıtılıp sod-
Katattzdr
Demir oksit
Vanadyum pentaoksıt
Alüminyumun oksit ve silikatları, alüminyum ve magnezyum
Petrokımvev* «nAH molekütorm fcaMMa ayrılmasında Kull*wİ
KATALİZÖRÜN YARARI:
Reaksiyonların sadece hızını etkileyip, sonuçlarında bir değişim yaratmayan katalizörler pekçok reaksiyonu hızlandırmak için kullanılır. Gübre ve patlayıcı üretimde kullanılan amonyağın ticari üretiminde azot ve hidrojenin reaksiyon hızını artırmak için demir oksit kullanılır. Reaksiyonu başlatırken ısıtıcılar kullanılır. Fakat başladıktan sonra da sağladığı ısı 500°C (932°F) sıcaklığa erişir. Katalizörün üzerine pompalanan gazlar, yüksek basınçta ayrılmakta olan sıcak gazlarda ısınır. Azot ve hidrojenin bir kısmı birleşir ve sonradan ayrılıp soğutulacak olan amonyağı oluşturur. Kalan gazlar dolaşıma devam eder. Aşırı ısınma dönüştürücüdeki ve katalizörün içindeki borularda soğumakta olan gaz sayesinde önlenir.
yum karbonat ve kalsiyum sülfat bileşimi oluşturuluyordu. Daha sonra sü eklendiğinde, yalnız sodyum karbonat çözüldüğünden, ayrılıp buharlaştırılabiliyor ve böylece maddenin kristalleri elde edilebiliyordu.
Leblanc 'in fabrikası 2 akre kaplıyordu ve maddelerin en az harcanacak şekilde kullanımlarına elverişli bir biçimde yapılmıştı, tik kimyasal fabrika idi ve malzemenin sürekli kullanımını sağlayan ilk modern sistemdi.
Leblanc'm yöntemi sabun üretimini çok daha ucuza mal ederken, cam ve kağıt fiyatlarını da indirdi. Böylece akademi isteğine kavuştu. Leblanc haklı olarak endüstriyel kimyanın babası olarak bilinir.
soöutucu
Solda: 1770 'de. Leblanc'in yöntemi bilinmeden önceki sabun fabrikası. Birkaç yılda sabun üretimi bir el becerisi olmaktan çıkıp toplu üretime geçildi.
133
sülfür dıoksit sülfir trioksit oleü'm
ZAHMETE DEĞER HALE GETİRMEK
Kimyasal endüstrilerde kullanılan baz maddeleri oksijen, nitrojen, hidrojen, sülfür ve klor örneklerinde olduğu gibi, genellikle doğal ve kolay oluşur. Endüstriyel üretimin dayandığı kimyasal reaksiyonlar da melde oldukça basittir, tşin güç araştırmaları finanse etmek, 'ekonomik ve piyasa istelç-faırştlayan şekilde değiştir-
ye bunların kimyasal Süfieözüksed
SÜLFRİK ASİT
Endüstriyel asitlerin en önemlilerinden biri de sülfrik asittir. (H2SO4) Gübre, deterjan, patlayıcı, boya, yağ gibi malzemelerin üretiminde yararları vardır.
Sülfrik asit sülfür dioksitten iki yolla üretilir. Deri hücresi yöntemiyle üretilen asit fazla saf olmasa bile,
1 alanı geniştir. Diğer yön-kilde gösterilen) saflık ora-
asit üretilmesini sağlar.
Asit soğutulur (8) ve depolara palanır (9).
Gübre üretimi: Amonyak (1) nitrik aside (2) dönüştürülür, sonra bunu nötrleştirip amonyum nitrata dönüştürmek için kullanılır (3). Potasyum klorür (4) eklenir. Sülfürden (5) elde edilen sülfrik asit (6) kalsiyum fosfata (7) eklenir. Bu fosforik asitte (82 çözünmüş haldedir.
gozuKse ae> ay ejker maddelerden klik, basınç,
Amonyakla birleşen fosforik asit amonyum nitrat (9) verir. Kalsiyum fosfat da sülfrik asitle reaksiyona sokularak 'süperfosfatlar'ın üretimine çalışılır.
Maddeler sonra karıştırılıp baz (10) elde edilir, kabartılır (11) ve kurutulur (12).
katalizör faktörlerinden herhangi biri farklı olsaydı, bunları gerçekleştirmek mümkün olmazdı. Laboratuvar deneyleri geniş kapsamda yürütülmektedir. Eğer bu ana tema başarıyla yürütülebilirse, üretim endüstrisine hizmet verebilir. Kimyasal çalışmaların kurulması oldukça pahalıya çıkar. Böylece kimyasal endüstri büyük ortaklıklar ta-, rafından denetlenir. Bu kuruluşun geleceği, kimyagerlerden çok işadamlarının elindedir. Bu kişiler deney sonuçlarının getireceği kâr, bi-limadamlarmın öne sürdüğü fikirlerin ne derece uygulanabilir ve ekonomik olduğu üzerinde dururlar.
dünyada i kullanılan enerji kaynakta)
Kimyasal Enerji
20. yüzyıl toplumu endüstrilerinin yakıtını sağlayacak, yiyecek ve diğer malzemelerini iletecek, evlerini aydınlatıp ısıtacak, traktörünü çalıştırıp haşatını toplayacak ve gemilerini, trenlerini, uçak ve yol taşıtlarını çalıştıracak enerjinin üretim ve tüketimine dayalıdır. Kullandığımız enerjinin yüzde doksanı fosil yakıtlardan sağlanır. Kömürü, benzini veya havagazmı yaktığımızda oluşan kimyasal enerji, hayatımızın şu ya da bu yönünden belkemiğini oluşturur.
ENERJİ VE KİMYASAL. DEĞİŞİKLİKLER
Bilimadamları yeni enerji kaynakları bulmak için çalışmalarını sür-dürüyoriarsa da, hâla kimyasal reaksiyonlarda açığa çıkan enerji gücümüzün büyük bir bölümünü sağlamakta.
Kimyasal bağlar kırıldığında veya değiştiğinde ve ısı (enerji) açığa çıktığında, reaksiyon egzoter-mik adını alır ki, bunun en önemli örneklerinden biri petrolün yanma-sıdır. Petrol buharı araba mekanizmasında bir kıvılcımla harekete geçirildiğinde, arzulanan bölümde yanma olayı başlar. Hidrokarbonlar arasındaki bağlar kırılıp, yeniler oluştuğunda açığa çıkan enerji kıvılcımın verdiğinden çok daha fazladır -egzotermik bir reaksiyon. Bilinen pekçok kimyasal olay eg-
zotermiktir, ancak her reaksiyonda enerji açığa çıkmaz; bazılarının oluşmaları için enerjiye gereksinme vardır. Bu çeşit reaksiyonlar endotermik adını alır.
Isının bir nevi enerji şekli olduğunu, daha çok Count Rumford olarak bilinen Benjamin Thomp-son'dur. Benjamin Thompson ısının eskiden inanıldığı gibi ufak parçacıklar arasında akan 'kalorik' adlı bir sıvı olmadığını ve hareketin bir çeşidi olduğunu ileri sürmüştür.
Thompson toplarda oluşan büyük miktarda ısıdan hareket ederek, ısının sürtünmesiyle oluştuğuna, bunun da mekanik enerjideki değişmeyle sağlandığına inandı. Isının pekçok kimyasal olayın sonucu oluşu sayesinde, bizde gücümüzün pekçoğunu bu yvkimtmğ lamaya başladık.
KİMYASAL ENERJİYİ KULLANMA
Bir kimyasal olayda ısı açığa çıkarsa, ürünlerin enerjisi, reaksiyona girenlerden daha az .demektir. Bunlar daha dengeli olarak kabul edilir.
Metan 4 hidrojen, bir karbon atomundan (CH4) oluşan yüksek enerjili bir gazdır. İki çift moleküllü oksijen (O2) ile reaksiyona girdiğinde karbon iki oksijenle birleşir ve karbondioksit (CO2) oluşturur. Bu arada diğer 4 hidrojen atomu da diğer iki hidrojen atomu ile birleşerek, iki molekül su (H2O) oluşturur. Bu işlem sırasında ısı
çıkar.
Bir kalori, bir gram suyu (genellikle 15°C'de). bir santigrat derecede ısıtmak için gerekli ısı miktarı olarak tanımlanır. Fakat, son zamanlarda kalorinin 4.184 katı olan ve ısıdan çok enerji birimi olan (jou-le) bilimsel çalışmalarda daha çok kullanılmaya başlanmıştır. Metan gazını, mutfaklarımızda her gün kullanırız. Kuzey Denizi'nin altındaki geniş bölmelerde bulunan doğal bir gazdır. Bu kaynaklar bulunmadan önce Algeria'da bulunan doğal gaz -1O6°C (-159°F)'a soğutulup, sıvı halde, gemilerle İngiltere'ye taşınır, burada tekrar gaz haline dönüştürülür.
Kimyasal Hücre
Kimyasal bir hücre, kimyasal değişikliği doğrudan elektriğe dönüştürür. En basitlerinden biri porselen bir kap içinde, seyrek sülfrik asit çözeltisine batırılmış olan anot (pozitif elektrod) görevindeki çinko çubuktan ibarettir. Sülfirik asit, çinko-sülfat çözeltisine dönüşür. Bu porselen kap katod (negatif elektrod) görevinde bakır çubuğun da içinde bulunduğu bakır sülfat çözeltisi içindedir. Geçirici kap iyonlann bir çözeltiden diğerine geçmelerine elverişlidir. Sonuçta, oluşan kimyasal değişim, elektrik akımına neden olur.
reaksiyona giren irnaddelerin enerjisi
oksijen atomu hidrojen atomu şarbon atomu
İtfaiye (oksijen)
Nem reaksiyonu tuzlandırır. Oksidasyonun zararlı ve tehlikeli olduğu durumlar yardır ki, önleyici tedbirler gerekir. Bir tungsten lambada, elektrik akımı, metali öyle ısıtır ki, normal şartlarda patlayıcı bir oksidasyon olayı beklenir. Buna,, cam çerçeve içindeki tüm havayı boşaltma yoluyla engel olunur.
Metan oksijen/e oluşurken, meydana gelen reaksiyon yukardaki şekilde gösterilenlere benzetilebilir. Bir anne (karbon atomu) ve dört çocuğu (hidrojen atomları) yanmakta olan bir binada mahsur kalmışlar -
OKSİDASYON
Oksijen diğer etmenlerle ve bileşiklerle birleşip, yeni oksitler oluşturma eğöimfi, kolay reaksiyon veren bir elementtir. Bazen oksidasyon sonuçları oldukça çabuktur, bir kibriti yaktığımızda olduğu gibi- Kibritin ucunu kutunun sert kenarına sürttüğümüzde, sürtünmeden dolayı oluşan ısı, kibritin ucundaki potasyum kırattaki potasyumun oksijenle birleşmesini kolaylaştırır, âonuç küçük bir patlamadır -maddeler tutuşarak, tahtanın yanmasını sağfar. Diğer örnekler daha uzun sürelidir ve belli periyodlarda oluşur. Pas, oksijen ve demirin birleşip, demir-oksit oluşturmasının sonucudur.
dengesiz durum. 4 itfaiyeci ikişer ikişer gelip (iki çift moleküllü oksijen) onları kurtarıyorlar. Bunlardan ikisi anneyi taşır (karbondioksit oluşumu) diğerleri de ikişer çocuk kurtarıyor (2 molekül- su
Bir kibritin yanmasına sebep olan oksidasyon, lambaların patlamasını önlemek için engellenmelidir.
V
H ,O oluşturarak). Ve aşağıda gerilen beze atlayıp kurtu/ur/ar-denge. Düşüş/erindeki kinetik enerji reaksiyonda açığa çıkan ısıya benzetilebilir. Bu ısı kimyasal bağların tekrar düzenlenmelerinin bir sonucudur.
ENERJİ
Sürtünme reaksiyonlarla imlama yoluyla ısı ima maddeler ışıkla çok «aksiyona girebilirler, maddenin kilogramı len gaz miktarından , sıcak gazın çevreye ptaançta ve üretilen ga-s farklılık gösterir-
r ya birbirleriyle reak-karışımlardan ya da ı enerji veren kim-ı oluşurlar. Yan-içBzüime başladığında re-- birbirlerine öyle yakın ı baslar ki, saniyenin çok inde, patlamalarla ya-ne reaksiyon oluşur, ı açığa çıkan enerjiden (Maçlarla kullanıldığı gibi, t ve taş ocaklarında da r. Kullanışlı olmaları için ı sadece istenildiğinde duumda olmaları gerekir ; bir enerjide patlamayı ı barut ve fitili kullanım ı sokmuştur. Topların yay-ı zamanlarda doğru kul-Jında gerekenden önce tpalsyabilen maddelerle reak-joa başlatılır ki, bu düşmandan fctopu kullanan kişilere zarar ve-
j ateşleme pimi
patlama lobini
toz
kurşun
a: Işık da bir fitil gibi rak, kimyasal bir
başlatılabilir. Kmmthkıa hidrojen ve klor mrmsutdakı reaksiyon, matmadıkça çok yavaştır. Ancuk Mtm reaksivon güneş ışığında fmttoytcıdır. (l)'de hidrojen ve Hor molekülleri ayrıdır. \e var ki güçlü bir ışıkla tmfdaştığında (2) çok seri bir se&Me reaksiyona girerler (3). Molekülleri birarada tutan bağlar kn/ır ve hidrojen ve klor bir/eşip kiAvjen klorürü oluştururlar fHCİJ ışığın neden olduğu veya
ışık .üreten kimyasal- reaksiyonları inceleyen dala fotokimya adı veri lir.
En üstte: Kıvılcım/arın ani parlayışları ve renkli ışığın fişekten oluşumu, fişek/er; sülfür potasyum nitrat ve kömür karışımı olan baruta çeşitli
19 Nisan 2009 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
havalandırma sistemleri ile ilgili Bim havalandırma İstanbul firmasının 60 yılın üzerindeki tecrübesine tüm projelerinizde güvenebilirsiniz. Detaylı havalandırma bilgilendirmeniz için ayrıca teşekkürler.
YanıtlaSil