Bütün büyük demiryolu şebekelerinde kullanılan otomatik hava freni, tekniğin bir mucizesidir denilebilir. Bu fren, basınçlı hava ile çalışır. Trendeki imdat kolu çekilir çekilmez, hava freni de kendiliğinden harekete geçer. Vagon bağlantılarından biri kopup katar ikiye bölününce de, hava freni otomatik olarak işe karışır ve vagonlar kendiliklerinden dururlar.
Lokomotifin o kendine has "çuh-çuh" sesini çıkaran bir küçük hava kompresörü vardır. Bu kompresörün sağladığı basınçlı hava bir ana-hazneye gelir ve oradan da bir ana-boru ile bütün katarı dolaşarak, bu arada, her vagona yerleştirilmiş olan yardımcı haznelere dağılır. Yardımcı haznelerden de, her vagon şasisinin altında bulunan fren silindirine ulaşır. Her silindirin içinde iki piston çalışır. Bu çalışma, fren takımlarını harekete geçirir. Fren takımları da, tekerleklerdeki fren takozlarını sıkıştırırlar. Yardımcı haznelerle fren silindirleri arasındaki bağlantıyı, hârika bir âlet sağlar. Bu âlet, basınç değişmeleriyle çalışan üçlü-valf'tır. Makinist, fren yapmak için elinin altında bulunan bir musluğu (fren kolu) açar. Bunun sonucu meydana gelen basınç düş-
mesi, yardımcı haznelerle fren silindirleri arasında bir bağlantı kurar. Böylece fren takımları çalışır ve takozlar sıkışır. Takozları gevşetmek gerektiğinde, makinist, musluğu (fren kolu) kapar. Basınçlı hava yeniden ana-boruya yerleşir; silindirler boşalır ve yaylarla itilen fren takozları eski durumlarına dönerler.
Yapıldığı günden bu yana, otomatik hava freni, pek çok geliştirilmiştir. Frenin en kısa anda etkili olabilmesi ve uzun inişli hatlarda sürekli güvenlik sağlayabilmesi için büyük çalışmalar yapılmıştır. En hızlı çalışan otomatik hava frenleri, genellikle, dünyanın bel-libaşlı kentlerindeki yer-altı ve hava trenlerinde kullanılmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder