20 Mart 2010 Cumartesi

deprem ölçme

 

Deprem, yer kabuğunun derin katman­larının kırılıp yer değiştirmesi veya ya­nardağların püskürme durumuna geç­mesi nedeniyle oluşan ve yeryüzünden hissedilen sarsıntıdır. Dünyanın çeşitli ülkelerinde ve ülkemizde pekçok can ve mal kaybına yol açan depremler,bi­ze, yerin derinliklerinde boyuna esrarlı tabiat olaylarının meydana geldiğini ve yer kabuğunun da pek sağlam olma­dığını göstermektedir. Deprembilim uzmanları, yer sarsıntıla­rını önceden tespit etmek için sismog­raf (depremyazar) denilen cihazlardan

yararlanırlar. Sismograflar, fizikteki süredurum prensibine dayanırlar. Bir sismograf, temel olarak yere bağlı sağlam duvardan bir destekle bu deste­ğe tespit edilmiş ağırlıklı bir sarkaç sis­teminden kuruludur. Bir yer sarsıntı­sı meydana geldiği zaman bu sarkacın dayanağı, belirli bir yönde, bir itiş ha­reketine mâruz kalır. Ancak bu daya­nağın süredurumu nedeniyle sarkaç kütlesi, ilk durumunu korumaya yöne­

lir. Böylece yerin hareketi, sismograf çatısının yerini, süreduran kütleye oranla değiştirir. Çatının yer değiştirme hareketleri de çeşitli usullerle yazılır. Bu yazılar—depremin merkez denilen en şiddetli noktasıyla odak adı verilen depremin başlangıç noktasını tespit et­meye yararlar.

Son derece hassas bir sismograf, Fran­sa'da, Yves Rocard tarafından gerçek­leştirilmiştir. Bu sismograf da asılı ma­densel kütle prensibine göre çalışır. An­cak hareketleri mekanik bir şekilde iletmez. Söz konusu sistemin tek sakın­calı yanı, kullanılışındaki zorluktur. Zira aygıt, insanoğlunun sebep olduğu sallantıları bile kaydeder... İlk bakışta pek karışık görünen sismograf yazıları­nı okuyabilmek için elektronik maki­nelere başvurmak gerekir. Bu okuma­dan sonra depremin son derece küçük ve doğal bir yer sarsıntısından mı iba­ret olduğu: yoksa uzakta meydana ge­len bir nükleer patlamanın doğurduğu "dalga"dan mı meydana geldiği anla­şılır. Hattâ sarsıntının veya patlamanın yeri dahi kesinlikle tespit edilebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder