televizyon alıcısı
Elektromagnetik dalgalar yardımıyla çok uzakta bulunan bir cismin görüntüsünü veren televizyon alıcısı, yüzyılımızın hârika araçlarından biridir. Oldukça karmaşık bir yapıya sahip olan bu makineyi kısaca tanımaya çalışalım. Televizyon alıcısının temeli, fotoelektrik hücre adı verilen, havası boşaltılmış bir büyük ampuldür. Bu ampulün fonunu teşkil eden ekran, katot ışınlı bir osilograftır. Söz konusu fon, çinko sülfür ve kadmiyum karışımı, flüorışıl bir maddeyle kaplıdır. Alıcının içindeki bir kaynaktan gelen elektronların bu fon üzerinde isabet ettiği yerler, parlak lekelerle aydınlanır. Gerçekten de, ampulün, ekrana karşı düşen, uzun ve oldukça dar bölümünde, kameradakine benzeyen bir elektron topu yer alır. Bu elektron topu, ayrıca, bir yardımcı kumanda elektrotu ile donatılmıştır. Kumanda elektrotunun görevi, elektron demetinin miktarını ayarlamak ve bu suretle ekran üzerinde, görüntünün en parlak kısımlarının belirmesini, karanlık bölümlerinin ise alıkonulmasını sağlamaktır. Elektron topunun hedefi o şekilde düzenlenmiştir ki, topun yaydığı elektronlar, hep birlikte flüorışıl fon üzerine yönelerek, orada,spot denilen,yıldız biçiminde bir ışık meydana getirirler. Bu ışık, daha tarama işlemi başlamadan, katot tüpünün yanmasıyla ekranın ortasında belirir.
Televizyon ekranında görüntünün meydana gelmesi için tarama işlemi gereklidir. Tarama işlemine, televizyon alıcısının düğmeleri kumanda ederler. Ekranda görüntünün teşekkül edebilmesi için, verici ve alıcı taramalarının çakışması gerekir ki, bu olaya "senkronizasyon" denir. Tarama sırasında, spotun saptırılması)'la , ekranda, hızla titreşen çizgiler belirir. Bunlar, şekilleri oluşturan karelerdir. Spot, ekranın bütün yüzeyini, saniyenin yirmi beşte biri kadar bir zamanda tarar. Öbür yandan, bu süre içinde, görüntüler, gözün ağta-bakasında kalabildiklerinden, ışık izlenimi, kesintisizce sürüp gider. Böylelikle tıpkı sinemada olduğu gibi, süreksiz görüntülerin art arda gelişinden, sürekli görüntüler ortaya çıkar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder