İlk hava fotoğrafları, 1868 yılında, Na-dar tarafından bir balondan çekilmiştir. Uçaktan fotoğraf çekimini ise ilk defa 1914'te Latham gerçekleştirmiştir. Bugün havadan çekilen fotoğraflardan pek çok alanda yararlanılmaktadır. Binlerce kilometrekarelik bir yeryüzü parçasının fotoğraflarını çekmek için birkaç saatlik çalışma yeterlidir. Bu fotoğrafların gerektiği şekilde bir araya getirilmesiyle o yeryüzü parçasının en kusursuz ve ayrıntılı haritası elde edilebilir. Stereotopoğraf aracılığıyla yeryüzü engebelerini kabartmalarla gösteren haritalar bile yapılmaktadır. Deniz topoğrafyacılığında da hava fotoğrafçılığının önemli bir yeri vardır. Sakin havalarda, deniz sularının berraklığından yararlanılarak, derinliği yirmi metreye kadar olan deniz diplerinin havadan fotoğrafı alınmaktadır. Fiziksel coğrafya, jeolojiden yararlanmak zorundadır; jeolojik haritaların yapımında da yine hava fotoğrafçılığına başvurulur.
Botanikçiler uçaklarla dolaşarak bitkilerin tabiatta dağılışını çok daha geniş bir alan içinde inceler ve bunu havadan alacakları fotoğraflarla tespit ederler. Etnoğrafyacılar ve arkeologlar da, hava fotoğrafçılığından geniş çapta faydalanmaktadırlar. Birçok arkeolojik keşif, bu yolla gerçekleştirilmiştir. Görüldüğü gibi fotoğraf, geçmiş zamanı geri getiren araç olarak, pek çok alanda büyük işler görmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder