Pusulanın Çinliler tarafından icat edildiği sanılmaktadır. Çin'de, 2'nci yüzyılda hazırlanmış bir etimolojik sözlükte, "mıknatıs" terimi için şu tarif vardır: "Bir iğneye yön veren taşın adı." O çağda, imparatorların savaş arabalarının ön tarafına, manyetik hareketli insan heykelcikleri yerleştirilirdi. Bu heykelcikler elleriyle devamlı olarak kuzeyi gösterirlerdi. 13'üncü yüzyılda Avrupa'yı karış karış dolaşan Fransız halk şairi Guyot ile Provins, bir hicviyesinde, "siyahımsı ve çirkin bir taş"tan söz ederek, denizcilerin bunu nasıl kullandıklarını şöyle anlatır: "Bir demir iğneyi bu taşa sürttükten sonra, yarısına kadar .suyla dolu bir şişenin içinde yüzen iki saman çöpünün üzerine koyuyorlar. Demir iğne, gizli bir kuvvetin etkisiyle, belli bir vöııe dönüyor."
Ünlü atom bilgini Kinstein, henüz beş yaşındayken, babası kendisine bir cep pusulasını göstermiş ve çocuk, bu küçük âletten hayli etkilenmişti. Pusula iğnesini her vakit aynı doğrultuyu göstermeye zorlayan kuvvet, nereden geliyordu? İşte. Einstcin'ı uzay boşluğunun bilinmeyen nitelikleri üzerinde düşün-meye yönelten ilk soru bu olmuştur. Bizim burada herşeyi uzun uzun açıklamamıza elbette imkân yoktur. Ancak, şu kadarını söyleyebiliriz ki, pusula iğnesinin her vakit aynı doğrultuya yönelmesi, iğnenin mıknatıslanmış ve dünyamızın da son derece büyük bir mıknatıs olmasından ileri gelmektedir. Yâni mıknatıs iğnesi, dünyanın neresinde bulunursa bulunsun, bir manyetik alanın içindedir. Bu alanın etkisiyle, iğnenin bir ucu Kuzey manyetik kutbuna, öbür ucu da Güney manyetik kutbuna yönelik bir durum alır. Manyetik kutupları, coğrafî kutuplarla katiyen karıştırmamak gerekir. Kuzey manyetik kutbu yaklaşık olarak 73 derece 35 dakika kuzey ve 92 derece 20 dakika batıda; Güney manyetik kutbu ise, yaklaşık olarak 70 derece güney ve 148 derece batıdadır. Mıknatıs iğnesinin kuzey ucu ile coğrafî kuzey yönü arasındaki açıya 'manyetik sapma' denir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder