Sinema makinesinin atası, 1832'de Belçikalı Joscph Plateau tarafından icat edilen "fenakistiskop"tur. Bu cihaz, temel olarak, çevresinde pencereler açılmış bir döner silindirden ibaretti. Silindirin içine, bir insanı ya da hayvanı, çeşitli hareket safhalarında gösteren resimlerle bezenmiş bir kâğıt şerit yerleştiriliyordu. Silindir hızla döndürüldüğü zaman resimlerin birbirini izleyerek pencerelerin arasından geçişi, seyircide bir hareket izlenimi bırakıyordu. Bunun nedeni bir optik olayıydı: Optik duyumların ağtabakada bir süre kalması ve kaybolan bir görüntünün yerini derhal bir diğerinin alması yüzünden göz, görüntüler arasında bağlantı kuruyordu.
Bu alanda ikinci aşama 1827'de gerçekleşti. Kaliforniya valisi, bir atın dörtnala giderken, bir an gelip dört ava-ğınm da yerden kesildiğine dair 25.000 dolarlık bahse girmiş ve bunun için de Muybridge adındaki Amerikan fotoğrafçısını hakem tayin etmişti. Muybridge, valinin iddiasını, koşmakta olan bir atın yolu üzerine yerleştirdiği oniki fotoğraf makinesinden meydana gelmiş bir takımın otomatik olarak çektiği fotoğraf dizisiyle ispat etti. Bu dizi 1880'de San Francisco'da, "prak-sinoskop" denilen cihazla gösterildi 1891de ünlü'Amerikalı mucit Thomas Alva Edison, "kinetoskop" adlı makinesinin patentini aldı. Kinetoskop, bir yanında mercek bulunan bir kutuydu. Seyirci, gözünü bu merceğe dayamak suretiyle kutunun içine yerleştirilmiş olan ve merceğin önünden geçirilen filmi sevrediyordu.
Bu alanda Avrupa'da yapılan çalışmalar daha da başarılı sonuçlar verdi. Fransa'nın Lyon şehrinde fotoğraf makinesi yapıp satan Auguste ve Louis Lumiere kardeşler, "sinematograf" isimli makineyi icat ettiler. Bugünkü sinema makinesinin temeliıli teşkil eden bu makineyle filmi beyaz perdeye yansıtma sistemi doğmuş oldu. 28 Nisan 1895'te. Paris'te ilk sinema salonu açıldı. Louis Lumiere'in yaptığt "İşçilerin Fabrikadan çıkışı" "Trenin" Gara Girişi" ve "Islanan Sulama işçisi" isimlerini taşıyan ilk filmler bu salonda gösterildi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder