1 Mart 2010 Pazartesi

füze

Technorati Etiketleri:

füze1 füze

Füze, mekanik biliminin temel prensip­lerinden birine dayanılarak gerçekleş­tirilmiştir. O prensip de şudur: Tepkisiz etki olamaz. Gerçekten de her etkinin, kendisiyle eşdeğerde ve karşıt yönde oluşan bir tepkisi vardır. İşte bir ateşli silâhın, bir tabancanın, bir tüfeğin, bir topun patlamasıyla birlikte geri tepmesi bu yüzdendir.

Füzeye gelince, ister havaî fişek, is­ter roket, ister tepkili mermi cinsinden olsun, içinde yanan yakıtın patlaması sonucu meydana gelen basınçlı gazın, aradaki boşluktan fışkırırken, öne doğ­ru yaptığı tepkiyle yol ahr. Burada bir noktayı belirtmemiz yerinde olur. Füze, sanıldığı gibi, havadan destek almaz. Tersine, hava, füzeyi frenleyerek, onun gidişini yavaşlatmaya çalışır. Füze, gü­cünü yalnızca tepkiden alır. Yakıtını ve bunu ateşlemeye yarayan maddeyi be­raberinde taşıdığı, dolayısıyla atmos­ferdeki oksijenden yararlanmadığı için, onu, havasız yaşayan bir mikroba ben­zetebiliriz.

İşte, gerek yakıtını ateşlemek, gerekse hareket gücünü gerçekleştirmek bakı­mından, havaya ihtiyacı olmaması, fü­zeyi, gezegenler arası boşluklarda yapı­lacak yolculuklar için ideal bir araç du­rumuna getirmiştir. Füzenin çok eski bir tarihi olduğu ile­ri sürülebilir. Zira, bir efsaneye göre, ça­ğımızdan üç bin yıl önce, Van Gu adın­daki bir Çinli devlet memuru, uçağa benzeyen bir araç yapmıştı. Yanyana getirilmiş iki büyük uçurtmadan kuru­lu bu uçak, kölelerin aynı zamanda ateşledikleri kırkyedi füzeyle fırlatıl­mıştı. Ancak, adı geçen öncü, uçağının bir teknik hatâ yüzünden yanışı sırasın­da ölmüştür.

14'üncü yüzyılda, ilk olarak Fransızlar, Orleans şehrinin savunmasında, füze­lerden yararlandılar. Füzeler uzay yolculuklarına çıkmadan önce, ölüm saçan silâhlar olarak iş gör­düler. İngiliz mühendisi Congreve tara­fından yapılan füzeler, 1806'da Bolonya karargâhının, 1807'de ise Kopenhag şehrinin bombalanmasında kullanıldı. Füzeler üzerindeki gerçek bilimsel ça­lışmalar 20'nci yüzyılda başladı. 1903 te Rus bilgini Ziyokovski, füzelerden,

dünya dışı gezilerde yararlanılabilece­ğini ileri sürdü.

1907'de Robert Ensault-Pelterie, füze­lerin astronotik amaçlarla kullanılması için gerekli bilimsel temelleri attı. iki Dünya savaşı arasında, füzelerin geliş­tirilmesi için büyük çaba gösterildi. 1926'da Amerika'lı Goddard, sıvı ya­kıtla çalışan bir füzeyi 600 m. yükseğe fırlattı.

1944'te V-I ve V-2 füzeleriyle tepkili uçaklar ortaya çıktı. 1956'da Amerika Birleşik Devletleri'nde ve Sovyetler Birliği'nde, üç kademeli fü­zenin yapım hazırlıkları başladı. Ruslar. Sputnik adını verdikleri ilk sunî peyki 4 Ekim 1957 günü fırlattılar. Böylece, insanoğluna uzay gezilerinin yolu açıl­mış oldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder