Paris'te doğan Alman mühendisi Ru-dolf Diesel, kendi adıyla anılan motorunun prensibini, bir havalı çakmağı incelerken bulmuştu. Bu çakmağın cam lüpündekı havanın basınç altında oluşturduğu ısı, bir kav parçasını tutuşturmaya yetiyordu. Diesel. 1893'te. bir yakıtı, bir silindirin içinde doğrudan doğruya ısıya dönüştüren motorunu gerçekleştirdi.
Dizel motorunun yapısı, benzin motoru-nunkine benzer. Ancak, bu motorun karbüratörü ve ateşleme düzeni yoktur. Dizel motoru dört zamanlıdır. Birinci zamanda silindire hava alınır. Motorun
Dişli çarkla çalışan bir kompresörün şeması pistonu, emdiği havanın üzerinde öyle kuvvetli bir basınç yapar ki, havanın ısısı 800 santigrat dereceye kadar yükselir. Bu aşırı ısınmış hava kitlesine, belirli oranda ağır yağ püskürtülünce, yakıt kendiliğinden tutuşur. Tutuşarak hacmi genişleyen yakıt, pistonu iter. Az yakıt harcayan bu kuvvetli motor, önceleri yalnızca fabrikalarda, elektrik santrallarında ve bazı gemilerde kullanılıyordu. 1932'de, "Uçan Hamburglu" ismini taşıyan ilk dizel motorlu tren, Hamburg'la Berlin arasında sefere konuldu. Bundan sonra hızla geliştirilen dizel motoru, otomobillerde, ağır kara vasıtalarında ve deniz motorlarında da yer almaya başladı. Dizel motorunun verimi çok yüksektir. Yakıt olarak kullandığı ağır yağlar da pahalı değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder